Mersin balığının Karadeniz’deki neslinin devamı için bilimsel çalışmaların yanı sıra sosyal medya üzerinden de farkındalık çalışması yürütülüyor.
Hem biyolojik çeşitlilik hem de ekonomik açıdan çok değerli olan mersin balığı, nesli tükenme tehlikesindeki türler arasında yer alıyor.
Mersin balığı, popülasyonunun artırılması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığına ait istasyonlarda üretilerek Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerine salınıyor.
Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği de özellikle sosyal medya üzerinden yaptığı yayınlarla hem toplumu hem de balıkçıları bilinçlendirmeye çalışıyor.
Dernek yöneticileri, tesadüfen ağlara takılan mersin balıklarının tekrar denize salındığı görüntüleri paylaşarak farkındalık oluşturmaya çalışıyor.
Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı da olan Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, AA muhabirine, yaklaşık 20 yıldır mersin balıklarının durumunu takip ettiklerini söyledi.
Gerek bilimsel çalışmalarla gerekse izleme faaliyetleriyle mersin balıklarının durumunun takip edildiğini anlatan Tırıl, balıkçıların bu çalışmalarda kendilerine çok yardımcı olduğunu vurguladı.
Mersin balıklarının varoluş mücadelesi verdiğine işaret eden Tırıl, “Mersin balıkları, 200 milyon yıllık geçmişe sahip. Dinozorlarla aynı dönemlerde yaşamışlar. Dinozorların yaklaşık 60 milyon yıl önce yok olduğu biliniyor ama mersin balıkları günümüze kadar ulaşmış.” dedi.
Karadeniz’deki beş türden ikisinin neslinin tükendiği düşünülüyor
Tırıl, dünyada 27 farklı türü bulunan mersin balığının beş türünün Karadeniz’de yaşadığını dile getirerek, şu bilgileri verdi:
“Gerek 20 yılı aşkın zamandır yürüttüğümüz çalışmalar gerekse balıkçılarımızın tesadüfen yakaladıkları mersin balıklarının görüntülerini incelediğimizde, 5 türden ikisine şimdiye kadar rastlayamadık. Bu türlerden biri ‘kolan balığı’, diğeri ‘şip balığı’ diye bilinir. Bu iki türün sularımızda maalesef tamamen tükenmiş olabileceğini düşünüyoruz. Yaptığımız çalışmalara göre mersin morinası, karaca mersin ve sivriburun mersin adı verilen diğer üç tür ise sayıları azalmış olsa da halen Karadeniz’de bulunmakta.”
Nesli tükenme tehlikesinde olmasından dolayı Türkiye’de 1997’de alınan kararla mersin balığının avlanmasının tamamen yasaklandığını belirten Tırıl, “Elbette çeşitli balıklar yakalanırken, mersin balıkları da ağlara takılıyor. Mesela hamsiyi çok sever mersin balığı, bu yüzden hamsi avı sırasında yakalanabilirler. Gırgır ve trol ağlarında rastlandığını biliyoruz. Balıkçılarımız tesadüfen yakaladıkları küçük balıkları geri salıyorlar ve çektikleri görüntüleri bize gönderiyorlar. Bu duyarlılığı gösteren balıkçılarımıza çok teşekkür ediyoruz. Aynı duyarlılığı büyük balıklar için de göstermelerini rica ediyoruz. Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerimizin denize döküldüğü bölgelerde büyük bireylerin de yakalandığı ve tekrar salındığına dair haberler alıyoruz. Büyük balıkların geri salınması özellikle çok önemli çünkü ancak bu balıklar neslin devamını sağlayabilirler.” diye konuştu.
“Amasya’daki üretim istasyonunda yaklaşık 90 bin mersin balığı üretildi”
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi olarak Türkiye ve Karadeniz için çok büyük önem taşıyan mersin balığının yok olmaması için çalıştıklarını ifade eden Tırıl, şunları kaydetti:
“Geçmişte Tarım ve Orman Bakanlığı ile ortak projeler yürüttük. 2008-2011 yıllarında Tarım ve Orman Bakanlığı yürütücülüğünde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından desteklenen projede çalıştık. Bu projede mersin balıklarının yaşama ve üreme alanları incelendi, üretim çalışmaları gerçekleştirildi. Proje kapsamında Amasya’daki üretim istasyonunda yaklaşık 90 bin mersin balığı üretildi. Bu balıklardan 30 bin kadarı ülkemizde mersin balığı yetiştiriciliğinin gelişmesi için balık yetiştiricilerine verildi. Yaklaşık 15 bin yavru mersin balığı ise 5 Mayıs 2011’de Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerine salındı. Aradan geçen 12-13 yılda Amasya’daki tesiste balıklar üreme olgunluğuna ulaştı, iki yıldır üretiliyorlar. Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerine salınan balıklar da üreme olgunluğuna ulaşmış. Üremek için bu nehirlere geliyor olabilirler. Bu konuda henüz yapılmış bilimsel çalışma olmamakla birlikte tesadüfen avlanan bireyleri izleyerek durumu takip ediyoruz. Bu konuda mutlaka bilimsel çalışmalar yapılmalı ve bu çalışmalar desteklenmeli. Çünkü bu durumun bilimsel olarak değerlendirilmesi ve kayıt altına alınması gerekiyor. 12-13 yıllık süreçte gelinen noktanın tespit edilmesi ve bundan sonraki süreç için planlama yapılması önem taşıyor.”
GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024