Dünya üzerindeki ilk denizaltı kablo hattı, 1850 yılında İngiltere ve Fransa arasında inşa edildi. Aradan geçen 150 yılın ardından kablolar hala güvensiz ve kırılgan.
Büyük Okyanus’ta bulunan bir ada ülkesi olan Tonga, 2022 yılının ilk günlerinde, büyük bir volkanik patlamanın ardından karanlığa gömüldü. Hiroşima’ya atılan bombadan bin kat daha güçlü olan su altı patlaması, Tonga’nın yakınlarındaki takımadalarda tsunamiye sebep oldu.
Patlamanın gücü, Tonga’nın internet bağlantısını keserek tam da bir krizin ortaya çıktığı anda iletişim kesintisine neden oldu.
Ülkenin internetini sağlayan denizaltı kablosu haftalar sonra onarıldığında, kesintinin boyutu açıkça görüldü. Bağlantı eksikliği kurtarma çabalarını aksatırken, aynı zamanda para transferlerine bağlı olan işletmelere ve yerel finansmana da zarar verdi.
REKLAM
Bu felaket, internetin işleyişini destekleyen altyapının aşırı kırılganlığını gözler önüne serdi.
“İnternet içme suyu gibi”
Berkeley’deki California Üniversitesi’nde profesör olan ve The Undersea Network kitabının yazarı Nicole Starosielski, çağdaş yaşamın gerçekten de çalışır durumdaki bir internetten ayrılamayacağını söylüyor.
Bu yönüyle internet tıpkı içme suyuna benziyor. İnternet, varlığımızın temelini oluşturan bir hizmet. Ve su gibi, çok az insan onun uzak bir rezervuardan mutfak musluklarımıza ulaşması için ne gerektiğini anlayabiliyor.
Modern tüketiciler interneti atmosferde görünmeyen bir şey olarak hayal ediyor. Başımızın hemen üzerinde, üzerimize veri yağdıran görünmez bir “bulut”. Cihazlarımız herhangi bir kabloya bağlı olmadığı için çoğumuz her şeyin kablosuz olduğuna inanıyoruz, ancak gerçek çok daha sıra dışı.
Zoom aramaları, film akışları, e-postalar ve sosyal medya yayınları da dahil olmak üzere neredeyse tüm internet trafiği okyanus tabanına döşenen yüksek hızlı fiber optikler aracılığıyla bize ulaşıyor. Bunlar, denizin altında yaklaşık 1,5 milyon km boyunca uzanan ve ülkeleri fiziksel kablolarla birbirine bağlayan modern dünyanın damarları.
REKLAMKabloların sağlığı küresel endişe kaynağı
Casuslar, sabotajlar ve köpekbalıkları; finans, siyasi ve bazı askeri iletişimleri sağlayan verilerin bir hortum borusundan çok daha kalın olmayan ve üzerlerindeki deniz suyundan daha azıyla korunan kablolardan geçmesi, son yıllarda dünya genelinde kanun yapıcılar için endişe kaynağı haline geldi.
2017 yılında NATO yetkilileri Rus denizaltılarının Kuzey Atlantik’teki internet kablolarını gözetleme faaliyetlerini arttırdığını bildirmiş, 2018 yılında ise Trump yönetimi, su altı ağını izlemek amacıyla Moskova’ya “su altı yetenekleri” sağladığı iddia edilen bir Rus şirketine yaptırım uygulamıştı.
ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi üyesi Jim Langevin o dönemde yaptığı açıklamada, Rusya’nın denizaltı kablolarına yönelik bir saldırısının “ekonomimize ve günlük yaşamımıza önemli zararlar vereceğini” söylemişti.
İnternet kablolarının hedef alınması Rusya’nın uzun zamandır hibrid savaş cephaneliğinde bulundurduğu bir silah. Rusya 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettiğinde, Moskova yarımadaya giden ana kablo bağlantısını kesmişti.
REKLAM
Edward Snowden tarafından ortaya çıkarılan belgeler ayrıca Avustralya ve Yeni Zelanda’yı ABD’ye bağlayan bir denizaltı kablosunun da NSA’nın Avustralya ve Yeni Zelanda internet verilerine erişmesini sağlamak üzere dinlendiğini göstermişti.
REKLAMKöpekbalıkları, sabotajlardan daha büyük sorun
Veriler, köpekbalıkları, çapalar ve balıkçılığın küresel internet altyapısı için Rus casuslardan daha büyük bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor. ABD’nin bu konudaki bir raporu, ağa yönelik en büyük tehdidin “insanların karıştığı kazalar” olduğunu gösteriyor. Ortalama olarak “her üç günde bir” bir kablo kopuyor.
2017 yılında Somali açıklarında bir denizaltı telekomünikasyon kablosunun bir gemi tarafından kazara koparılması, ülkeye günde 10 milyon dolara mal olan üç haftalık bir internet kesintisi yaşattı.
Ancak pek çok uzmana göre internetin önündeki en büyük risk sabotaj, casusluk ya da haydut çapalar değil, dünyanın dört bir yanından geçen ve dünyanın dijital ağlarını birbirine bağlayan kablo altyapısının düzensiz yayılımı.
REKLAMKablolar gelişmiş ülkelerde yoğun
Uzmanlara göre her yerde kablo yok. Kuzey Atlantik Okyanusu’nda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’yı birbirine bağlayan bir yoğunluk var ama Güney Atlantik’te o kadar çok yok.
Haritaya göre dünyanın bazı bölgeleri yüksek düzeyde bağlantıya sahip. Bir kopma olması durumunda birden fazla rotaya sahip olma açısından çeşitlilik var.
2023 itibariyle okyanusun dibinde 500’den fazla iletişim kablosu var, ancak dünyanın denizaltı kablo ağları haritasına hızlı bir bakış, bunların büyük ölçüde ekonomik ve nüfus merkezlerinin etrafında yoğunlaştığını gösteriyor.
Kabloların eşitsiz dağılımı en açık şekilde Pasifik’te görülüyor. 170 bin nüfuslu ve bir ABD deniz üssüne ev sahipliği yapan Guam, adaya bağlanan 10’dan fazla internet kablosuna sahip. Beş milyondan fazla nüfusu olan Yeni Zelanda’da ise yedi tane var. Tonga’da ise sadece bir tane var.
Tonga’nın internet sistemi sık sık çöküyor.
Türkiye’nin kabloları
Türkiye’ye bakıldığında ise İstanbul’a bağlı iki adet kablo olduğu görülüyor. MedNautilus adlı kablolar Atina, Girit Adası, İsrail’in iki kenti, Sicilya Adası ve Güney Kıbrıs’a bağlı. Kablo uzunluğu 7 bin kilometre ve 2001 yılında inşa edildi.
Bir diğer kablo hattı ise Türk Telekom’un sahibi olduğu KAFOS adlı hat. Bu hat da İstanbul merkezli olurken İğneada, Romanya ve Bulgaristan’a bağlı. 1997 yılında inşa edilen hattın uzunluğu 538 kilometre.
20 bin kilometre uzunluğundaki “SeaMeWe-5” adlı hattın duraklarından biri ise Marmaris. 2016 yılında yapılan bu hattın küresel çapta 18 noktası var.
Türkiye’ye bağı bulunan bir diğer hat ise “SeaMeWe-3”. 1999 yılında yapılan bu hat tam 39 bin kilometre uzunluğunda. Yine Marmaris merkezli hattın toplamda 38 noktası bulunuyor.
Son olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye arasında iki kablo hattı bulunuyor. 1993 yılında Türk Telekom tarafından yapılan “Turcyos-1” adlı hat Bozyazı ve Girne arasında olurken, 2011’de inşa edilen ikinci hat ise Samandağ ve İskele arası.
Şimdilik ekonomik temeller, batı dünyasında ve dijital talebin patlama yaptığı gelişmekte olan pazarlarda daha fazla kablo inşa edilmesini destekliyor. Sabotaj ya da kazara hasar uyarılarına rağmen uzmanlar, gerçek riskin Tonga gibi yerlerin karanlıkta kalmaya devam etmesi ve internetin üzerine kurulduğu dijital eşitlik vaadini tehdit etmesi olduğunu söylüyor.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
09 Kasım 2024SPOR
09 Kasım 2024GÜNDEM
09 Kasım 2024SPOR
09 Kasım 2024SPOR
09 Kasım 2024GÜNDEM
09 Kasım 2024GÜNDEM
09 Kasım 2024